FATSA YUKARITEPE KÖYÜ
  Yöresel Meyvelerimizi Görmek İçin Buraya Tıklayınız
 
 

Yöresel Adı: HURMA
Türkiye Genelinde Adı: Trabzon Hurması
Bilimsel Adı:
Diospyros kaki

Meyveleri tam olgunlaşmamış hali biraz buruk iyice olgunlaşıp yenilirse hoş ve güzel bir tadı vardır.Bu Meyvenin Pekmezi de yapılmaktadır.
Hurma ağacının gövdesi gri renklidir. Kullanılan anacın çeşidin kuvvetine ve yaşına göre gövde 12-35 cm çapında olmakta, boyu ise ortalama 5-6 m olmakla beraber12 m'ye kadar ulaşabilmektedir.
Hurma ağaçları dik, yarı dik veya yayvan olarak gelişir, çeşitlere göre dallar orta kuvvette veya kuvvetli gelişmektedir. Dikimin ikinci ve üçüncü yıllarında fazla miktarda obur dallar görülür. Obur dallar kuvvetli ve dik olarak büyür, dallanmaz.


Bu meyve yenmeye devam edilirse ishali kesmekte, iştahı açmakta, mideyi kuvvetlendirmekte, safranın hararetini gidermekte, mide gastridini önlemekte, bağırsak iltihabını iyileştirmektedir.  hurma  yaprakları kaynatılıp sık sık saçlar yıkanırsa saçlara iyi gelir ve sık sık yüzler yıkanırsa cildi güzelleştirmektedir. Yaprakları ise kaynatılarak elde edilecek su temizlik işlerinde kullanılırsa, deterjan gibi temiz yüzeyler ve eşyalar elde edilmektedir
 
 
   

Yöresel Adı: UVAZ
Türkiye Genelinde Adı:Kara Hurma,Küçük Meyveli Trabzon Hurması,Hurma Eriği,Yahudi Hurması,Hırnık
Bilimsel adı:Diospyros Lotus

Hurma Ağacının Aşlanmamış halidir.Bu ağacı Aşlayıp Hurma Ağacı Olmaktadır.Meyvelerin boyutu kirazdan biraz daha iridir.Meyveleri tam olgunlaşmamış hali biraz buruk iyice olgunlaşıp kuruyunca güzel bir tadı vardır .Kasım ve Aralık ayında olgunlaşır.Yalnız yendiğinde insanda keskin kötü kokulu gaz çıkarmasına da neden olur .Çimlenmeye gelince karadeniz bölgesinde kuşların yere düşürdükleri ruzgardan vs seneye kendiliğinden filizlenip büyümektedir 
 NOT: Meyvenin Kurusu İstanbul'da pazar günleri Kasımpaşa İnebolu pazarında satılıyor
 
  
Yöresel Adı : TÖNGEL
Türkiye Genelinde Adı:
Muşmula,Beşbıyık, , İzgil,
Bilimsel Adı:Mespilus germanica

Gülgiller familyasından; kış aylarında yaprak döken, eğri büğrü gövdeli, dallı budaklı küçük bir ağaçtır.
Bizim Yörede doğal olarak Yetişir. Çiçekleri beyaz veya pembe renklidir. Meyvesi (Muşmula), Tam Olgunlaşmadığında buruk ve hoşa gitmeyen bir tattadır. Etlidir. 5 bölmesi vardır, iyice olgunlaştıktan sonra yenir.



 
 
 
 

Yöresel Adı: TAHNAL
Türkiye Geneli Adı:
Taflan,Kara yemiş,Laz Kirazı,Gürcü Kirazı.Hindi Kirazı
Bilimsel Adı : Prunus laurocerasus 

 (
Prunus laurocerasus), gülgiller (Rosaceae) familyasından küçük beyaz renkli çiçekler açan, daha çok rutubetli ve gölgeli yerlerde yetişen 5-12 m boyunda, yaprak dökmeyen bir ağaçtürü.
Nisan-Mayıs aylarında küçük ve beyaz renkli çiçek açan, rutûbetli ve gölgeli yerlerde yetişen 2-6 m yüksekliğinde yaprak dökmeyen ağaçlar.

Yapraklar çok kısa saplı, derimsi, tüysüz ve oval şekillidir. Çiçekler 30-35 tânesi bir arada olup, salkım halinde tolanmıştır.Meyveleri 1 cm çapında kiraz görünüşünde parlak, koyu kırmızı veya olgunlukta siyah renktedir. Avrupa’ya İstanbul’dan yayılmış olup, süs bitkisi olarak yer yer yetiştirilmektedir.

 
 
 
Yöresel Adı: TARLA ÇİLEĞİ
Türkiye Geneli Adı:
 Dağ Çileği
Bilimsel Adı : Fragaria vesca 

 
Tarla çileği  doğada kendi kendine yetişen çilek türüdür ve gerçek çilek lezzeti ve müthiş aroma ve kokusu nu sadece tarla çileğinden alabilirsiniz. Gülgiller Familyasından sürünücü gövdeli, çok yıllık bir bitkidir. Taban yaprakları rozetsi, üç yaprakçıklı; yaprakçıklar 1-6(-8.5) cm. yumurtamsı veya eşkanar dörtgenimsi, testere dişli kenarlı, üst yüzeyi tüylü. Çiçek kümesi gövdesi (5-) 10-30 cm, genellikle yapraklardan uzun, 2-7 çiçekli. Çiçekler 12-18 mm çapında, genellikle erdişi. Sepaller 3-4 mm boyunda, epikaliksten hafifçe uzun. Petaller beyaz renkli, 4-5 mm boyunda, ters yumurtamsı veya yuvarlak. Çiçek tablası kırmızı, tüysüz, meyvede en fazla 1 cm uzunluğundadır. Çiçek tablası etli, kırmızımsı, yüzeyine çok sayıda aken meyve dağılmış durumdadır.
 

Yöresel Adı: DAĞ ÇİLEĞİ
Türkiye Geneli Adı: Çoban Üzümü ,Yaban Mersini,Ayı Üzümü
Bilimsel Adı: Waccinum myrtillus


Fundagillerdendir (Ericaceae) ve Ayı Üzümü (Vaccinium) cinsindendir.Yabani doğada kendiliğinden yetişen bir meyvedir. Ormanlık bölgede meşe ve gürgen ağaçlarının olduğu yerlerde  yetişir. Kışın yaprağını döken, 2-3 metre boylanabilen çalı formunda ağaçcıklardır.   Çalıları çalı süpürgesi yapımında kullanılır.Uzun yumurta biçimindeki yaprakları 3-10 cm boyundadır. Kenarları dişli, sivri uçludur. Üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü soluk ve tüylüdür. Yaprakları taze iken kurutularak çay gibi içilir.

6-8 cm çapındaki yuvarlak meyveler önceleri yeşil, olgunlukta siyaha yakın koyu kırmızıdır, yenir. Kısa salkımlar oluştururlar.Çalıları çalı süpürgesi yapımında kullanılır.
Yeşilimsi beyaz, üzeri pembe, çan biçimindeki çiçekler salkım halinde kurullar oluştururlar.

  



Yöresel Adı: DUT, KARA DUT
Türkiye Geneli Adı: DUT
Bilimsel Adı:
Morus

  Meyveleri beyaz ve kara renklidir. Beyaz dut tatlı Karadut ekşidir.
dutgiller (Moraceae) familyasından Morus cinsini oluşturan ağaç türlerine verilen ad.
Vatanı Çin’dir. 15 m'ye kadar boylanır. Gövde silindirik, dik ve kalın; kabuk çatlaklı ve gri-kahve renklidir. Yaprakları saplı, iki sıra üzerine dizilmiş, tabanı yuvarlak veya kalp şeklinde, üst yüzü koyu, alt yüzü ise daha açık yeşil renklidir. Kenarları dişlidir. Çiçekler, bir evcikli olup yaprakların koltuğunda ve saplı durumlar halinde bulunur.Dut ağacının yaprağı ipek böceğinin çok sevdiği yiyeceklerdendir.

 

 

Yöresel Adı:  YEMİŞ
Türkiye Geneli Adı: Koca Yemiş
Bilimsel Adı: Arbutus unedo


Koca yemiş (Arbutus unedo), fundagiller (Ericaceae) familyasından meyveleri yenen bir çalı türü.

Yabani doğada kendiliğinden yetişen bir meyvedir. Ormanlık bölgede meşe ve gürgen ağaçlarının olduğu yerlerde  yetişir.
Gençken tüylü olan kızılımsı kahverengi dallar
üzerindeki
yapraklar tüysüz, üst yüzü parlak yeşil, alt yüzü daha açık yeşil, kenarları testere dişli, uçları sivri ve derimsi bir ayaya sahiptir. Çiçekler beyaz renkli, uç kısımları yeşilimsi, salkım durumları halinde toplanmışlardır. Meyveleri küre biçiminde, 1-2 cm çapında, yüzeyi pürtüklü, önceleri yeşilimsi, olgunlukta ateş kırmızısı veya portakal rengindedir. 4-5
tohumlu etli bir meyvesi vardır

 

 
Yöresel Adı: KESTANE
Türkiye Genelinde Adı:Anadolu Kestanesi
Bilimsel adı:Castanea

Kestane, kayıngiller (Fagaceae) familyasından Castanea cinsini oluşturan ağaçların ve bu ağaçların yenilebilen tohumlarına verilen ad. Meyveleri Eylül ve Ekim aylarında çatlayarak içindeki tohumları (kestaneleri) kendiliğinden yere dökülürve buda toplanarak kurutulur ve nemsiz bir yerde muhafaza edilir
Yaprak döken bazen çalı formunda olan orman ağaçlardır. Kabuk çatlaklıdır. Yaprak koltuğunda çıkan tomurcuklarla yalancı uç tomurcukları vardır. Tomurcuklar üst üste binmiş 2 pulla örtülmüştür. Yapraklar sarmal dizilmiş fakat bükük iki sıralı görünür. İkincil damarlar birbirine paralel uzanır. Yapraklar kalın kimi zaman sert, mızraksı, kenarı dişli ve kılçıksı yapıda olabilir.

 

Yöresel Adı: CEVİZ
Türkiye Genelinde Adı: Ceviz,Koz
Bilimsel Adı: Juglans

Ceviz
cevizgiller (Juglandaceae) familyasından Juglans cinsinden tek tüysü yaprakları karşılıklı dizilmiş ve aromatik kokulu ağaç türlerinin ortak adı.

Kışın yaprağını döken ağaçlardır. Genç sürgünlerin özü bölmelidir. Tomurcuklar az sayıda pullarla örtülmüştür. Yaprakçıkların kenarları bazı türlerde ince dişli, bazılarda ise düzdür (tam kenarlı). Yaprakçık sayısı türlere göre (3) 5-23 arasında değişir.

Sonbaharda olgunlaşan büyük çekirdekli sulu meyvenin iç kısmı 2 bölmeye ayrılmıştır. Tohum 2 loplu, yağlı ve lezzetlidir.Ceviz ağacı, meyvesi ve kerestesi yönüyle oldukça önemlidir. Ayrıca yeşil kabuğundan ve köklerinden boya elde edilmektedir. Ceviz meyvesinde en fazla A vitamini bulunur (30 I-U  ). Yağ oranı ise  % 60  ın üzerin-dedir. Cevizin kuru ve taze tüketime uygun çeşitleri vardır. Ceviz; 800-1800 saat soğuklama ihtiyacı gösterir. Ceviz ağacı ; -25 oC , + 38 oC  ye kadar dayanıklılık gösterir.
 
 
  AYVA: 
Ayva (Cydonia oblonga), gülgiller (Rosaceae) familyasından 4-5 m boylanan, kırmızı kahverengi gövdeli meyve ağacıdır. Derine gitmeyen yüzeysel kök sistemine sahiptir.

10 ile 1000 m arasındaki yüksekliklerde hemen her bölgede yetiştirilebilir. Kumlu-tınlı sıcak ve geçirgen topraklarda yetişir. Üretimi, tohumla, kök sürgünleri ve
çelikleme yapılır. Ayva yetiştiriciliğinin Anadolu'dan Yunanistan ve İtalya'ya geçtiği, Milattan önce 650 yılında Yunanistan'da yetiştirildiği ve oradan diğer Avrupa ülkelerine yayıldığı tarihi araştırmalardan anlaşılmaktadır. Ayvaya bu gün Avustralya hariç tüm dünya ülkelerinde rastlanabilmektedir.

Faydaları:  Meyvesinde pektin, tanen, şeker, organik asit, A ve C vitamini ve mineral tuzlardan bol miktarda bulunduğunu, tohumlarında ise yüzde 14-18 oranında tutkal maddeler, yüzde 16-20 oranında yağ, tanen, renkli maddeler ve yüksek oranda protein, az miktarda amygdalin ve emülsin olduğunu belirten Prof. Dr. Karadeniz, ayvanın kalp, akciğer, boğaz, mide, böbrek, göz, bağırsak, ağız rahatsızlıkları ve adet kanamalarına oldukça faydalı olduğunu dile getirdi. Grip ve soguk algınlıgı geçirenler bol bol
ayva yemelidir.
 
 
                                                                               BALCAN İNCİRİ :       
Bilimsel adı: Morgüz 'dür

Bizim bölgede en çok yaygın olan incirdir. sofralık
incirlerden olup, Kasım sonuna kadar taze meyve verebilen en geççi çeşittir. Olgunlaşma dönemi 15 Ağustos- 15 Kasım  tarihleri arasıdır. Meyve ağırlığı ortalama 63-72  gr’dır. Kabuk rengi alacalı mor, çizgili morumsu yeşildir. Meyve iç rengi kırmızıdır. Kabuğu kolay soyulan, hafif tatlı bir çeşittir.







AK İNCİR:
 
Bilimsel adı: Bardakçı inciri ' dir

Meyvesi orta iri, armut şeklinde, ince kabuklu, sarımsı-yeşil renkte, belirgin damarlı, meyve iç rengi pembe-kırmızıdır.Tatlı ve kolay soyulabilen bir çeşittir. İzmir çevresinde taze olarak tüketilir. Bu yörede “Bardacık” adıyla bilinir. Olgunlaşma dönemi temmuz sonu- eylül başıdır. Orta erkencidir. Soğuğa, dona, toprak ve hava rutubetine dayanıklıdır



 

SİYAH İNCİR:

Bilimsel Adı: Siyah Orak İncir
Yellop meyvelerinin döllenmesine gerek yoktur. Derimden sonra kısa sürede (1-2 gün)  tüketilmesi zorunludur. Yaz ürünü meyveleri de döllenmeden olgunlaşırlar. Verimi ve meyve tutum oranı yüksek olmasına rağmen meyveler küçük, armudi, kalın kabukludur.



 

 
 
      KİRAZ :         Botanik Bilgi :Gülgiller familyasındandır. Anayurdu, Kuzey Anadolu bölgesidir. Kiraz, Antik çağlarda Avrupa’ya götürülmüş ve oradan dünyaya yayılmıştır. Yabani kiraz ağacı (C. microcarpa), günümüzde de Doğu Karadeniz Bölgesi ormanlarında dikenli ve dikensiz türleriyle çok bulunur ve 10-15 m. boylanabilirken, Avrupa ormanlarında 25-30 m’ye yükselen örnekleri görülmektedir. Dikine büyüyen ve piramit görünüşünü alan yabani kiraz ağacının çiçekleri beyazdır, ilkbaharda çiçeğinden önce yaprakları açar. Yabani kiraz ya da aynı familyadaki Mahlep (Idris) ağacına aşı yapılarak Bahçe kirazı ağacı (Prunus-Cerasus-Avium) türü elde edilir. Bahçe kirazının çiçekleri pembe-beyazdır. Meyvesi tek çekirdekli tohumunu taşır. Serin yerleri ve süzek toprakları seven kiraz ağaçları, tohumuyla çoğalır.

 Kiraz ağacının meyvesi, bulunduğu bölgeye göre nisan sonu ile temmuz ayı arasında olgunlaştığında, siyaha yakın kırmızı ya da sarı renkte olur. 1-3 cm. çapında yuvarlak biçimli, etli, sulu, az lifli, aromalı ve lezzetli olan meyveyi, dallara ince uzun bir sap bağlar. Fosfor, B3 ve C vitamini ile meyve şekeri yönünden zengin olan kiraz sevilerek yenen bir meyvedir. Ayrıca pastacılık, şekerlemecilik ve içki yapımında kullanıldığı gibi reçeli de yapılır. Olgun kiraz ağacının kerestesi marangozlukta kullanılır.

 
Ağaç kabukları yüksek ateşe ve pekliğe iyi geliyor, yaprakları müshil olarak, çiçekleriyse göğsü yumuşatıcı olarak kullanılıyor. Kirazı bağırsakları zayıf ve yüksek tansiyon sorunu olanların dikkatli tüketmeleri gerekiyor.
Kiraz fitokimyasallar açısından zengindir. Bunlar: anthocyanins (mevye ve sebzelerin rengini veren pigmentler; ki bunlar hücreleri zararlı kanserojen maddelere karşı koruyan antioksidan özellikleri sebebiyle kansere karşı seçenek oluşturabilirler). Aynı şekilde bir flavonoid olan quercetinki içinde hem anti-kanser bir oluşum, hem de anti-imflamotoral ve intihistaminik (alerji ve enfeksiyon önleyici) özellikler taşıyan bir antioksidandır.

İdrar söktürücü özelliğiyle böbreklerin dostu olan kiraz vücudu zehirli maddelerden temizliyor. Kiraz ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için romatizma ve gut hastalıklarıyla eklem kireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde de kullanılıyor. Ayrıca yapısında bulunan kinik asit ile böbreklerin taş ve kum yapmasını önlediği ve varsa zamanla döktüğü, ayrıca safra kesesi taşının dökülmesine de yardımcı olduğu biliniyor. Vücuttaki fazla suyun atılmasıyla, dolaylı olarak zayıflamaya yardımcı oluyor.

 
Kirazın ayrıca peklik giderici özelliği bulunuyor. Özellikle bayat yemeklerle pastırma, sucuk gibi gıdaların zararlarını önleyen kiraz, aynı zamanda kandaki zararlı maddelerin vücuttan atılmasını ve kanın temizlenmesini, yüzde oluşan sivilcelerin giderilmesini sağlıyor. Kiraz suyunun yüz ve boyun kısımlarına sürülmesinin deride kırışıklıkları önlediği ve giderdiği belirtiliyor.
Karaciğerin dostu olan kiraz, hastalıklar, fazla ilaç tüketimi ve zehirlenmeler sonucu zorlanan karaciğerin yükünü hafifleterek iyileşmesine yardım ediyor. Karaciğer zamanla normale dönüyor ve safra salgısı artıyor. Böylece sindirim gücünü artırıyor. Kirazda bulunan 'levüloz' adlı şeker kolay sindirilebildiği için şeker hastaları hiçbir tehlike oluşmadan kiraz yiyebiliyor. Ayrıca içerdiği madensel madde ve vitaminler nedeniyle hastalıklara karşı dayanıklılığı artırıyor.
Bu demleme günde iki kez el ve ayak banyosu şeklinde de kullanılabiliyor. Ya da hazırlanan kiraz sapı demlemesi taze veya kurutulmuş kiraz üzerine boşaltılarak yarım saat bekletildikten sonra süzülerek aynı dozda içilebiliyor. Sapları ayrık ve mısır püskülü ile kaynatılarak demlendiğinde ayak ve karın şişliği; arpa ile kaynatılarak elde edilen demlemeyse idrar söktürücü olarak kullanılıyor. Dövülmüş çekirdeğinin kaynatılmış suyu idrar zoru
sorununa yardımcı oluyor. Ayrıca çekirdekleri ısıtıldıktan sonra bir beze sarılarak karın bölgesinde ağrıların giderilmesi için kullanılıyor.

KİRAZ ASPİRİNDEN DAHA FAYDALI :
 
Kirazın ayrıca damar sertliği ve mafsal kireçlenmesine da faydalı olduğuna dikkat çeken Karadeniz, şöyle konuştu: "Menopoz döneminde faydalı olmaktadır. Kiraz meyvesi ağrıların dindirilmesinde aspirinden daha fazla etkili oluyor. Araştırıcılar bu etkiyi kirazda bulunan 'antosiyanin' isimli kimyasalın yaptığını bildirmektedir. Kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunmakta ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu bildirilmektedir. Araştırıcılara göre, günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla eşdeğer görülüyor. Ayrıca kirazda bulunan antosiyanin maddesi E ve C vitaminlerine benzer antioksidan etki yapmaktadır."
 

 

 

 
                              

 

 
 

 
   
EKSTRA LİNKLER
Hava Durumu
Telekom Rehber
TC Kimlik No
İl Tanıtımları
Namaz Vakitleri
Haber İzle
Kuran Dinle
Mealli Kuran Dinle
Arapça & Türkçe Sözlük
Çocuklarımız İçin
Güneşin Dünyadaki Durumu
 


 


Ordu Fatsa Canik Tv
  Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol